Tolerans Şehri, Liberalizmin Kalesi San Fransisco’dan İzlenimler…
Ufuk Tarhan’ın sosyal medya, blog, kitap, vb. linkleri:  https://taplink.cc/futuristufuk

Tolerans Şehri, Liberalizmin Kalesi San Fransisco’dan İzlenimler…

  

Yıllar önce gitmiş tabii ki araba ile kovalamacalı Amerikan filmlerinin vazgeçilmezi olan ünlü yokuşlarından,  nostaljik tramvaylarından, meşhur Golden Gate köprüsünden, Fishermans’ Warf denen sahildeki iri kıyım Büyükada havasındaki yeme-içme-gezinti bölgesinden, Alcatraz Hapishanesinden ve Çin mahallesinden etkilenmiştim.
 
World Future Society (Dünya Fütüristler Birliği) konferansı için gittiğim, dünyanın en toleranslı şehirlerinden biri ve liberalizmin kalesi olarak kabul edilen, hippilerin, LGBT’nin (Lesbian, Gay, Bisexual, and Transgender), her türlü eşitliğin savunucusu, öncüsü ve hoşgörü simgesi San Fransisco’da bu sefer en çok aklımda kalan hatta beni üzüntüyle etkileyen şey ise “evsizler” oldu.
 
1.5 milyonluk şehrin merkezi olarak kabul edilen Union Square’de kaldık. Burası ve çevresinin genel havası, oradaki insanlar, faaliyetler açısından İstanbul’un Taksim’e, Beyoğlu ve Tarlabaşı civarlarına tekabül ediyor diyebiliriz. Alışveriş, konaklama, iş merkezi ve yeme-içme mekanları ile dolu. Daha çok turistlerin rağbet ettiği bir bölgeye dönüşmüş. Ev olarak kullanılan bina sayısı oldukça az. Şehrin sembolü Victorian tarzı evler ünlü yokuşlarla dolu bulvarlara dizilmiş, büyük ölçüde korunmuş. Kısacası asıl San Fransisco’lular merkezi turistlere, gelip geçicilere, evsizlere ve dilencilere terk etmiş görünüyor.


 
- Şehre genel olarak pek temiz diyemeyiz. Ortalıkta çöp, çöp kabinlerinin etrafında da bolca döküntüler görüyorsunuz.
 
- Bunun önemli bir sebebi, şehrin merkezinde ve merkeze yakın hemen her yerde müthiş bir evsiz, dilenci, akli dengesi yerinde olmayan, uyuşturucu bağımlısı insan yığının olması.  Bunlar sürekli çöp karıştırıyor, çöpten eşya çıkarıyor. En çok da yiyecek-içecek artığı arıyor ve bulunca da onları yiyor, içiyor. Hemen hepsi sokaklarda ölüp, kalıyormuş. 
 
- Gezdiğim hiç bir medeni, gelişmiş kabul edilen ve aynı zamanda da bu kadar çok sokaklarda perişan vaziyette dolaşan, kendi kendine konuşan, bağıran, akıl sağlığı bozuk kişi,  yerlerde pislik içinde yatan, yaşayan perişan insanın olduğu şehir görmedim. Müthiş sarsıcı. İç paralayıcı. Tam şehrin göbeğindekiler pek rahatsız etmiyor. Gelip mırıl mırıl para istiyorlar ama vermezseniz de çekip gidiyorlar. Ancak ara sokaklardakiler, daha kenar, köşe yerlerdekiler özellikle geceleri ortalığı epey tekinsiz kılıyormuş. Sık sık yalnız ve geç vakit sakın dolaşmayın uyarısı alıyorsunuz. 


  
 
Özellikle yabancı bir yerde isen şoförden al haberi derler ya ben de öyle yaptım. Her bindiğim taksi ya da Uber aracında şoför ile sohbet ettim. Şunları söylüyorlar;
 
- Her şeyden önce taksicilerin tamamı biner binmez ve daha merhaba der demez Uber’den yakınıyorlar:) Uber’in ne kadar haksız, yasal boşluklardan yararlanan korsan bir oluşum olduğundan dert yanıyorlar.  Oysa gerçek pek öyle değil.  Uber denen sistem gerçekten çok iyi çalışıyor ve sahiden ucuz.  Güvenlik için önlemler alınmış görünüyor. Online iletişim real time/anlık, hızlı ve doğru. Sürücüler gayet memnun. Saat gibi işliyor. Şimdiden her aracın ön konsolu, monte edilen ve birinde Uber’i diğerinde bağlı olduğu taksi şirketini takip eden mobil cihazlar nedeniyle uçak kokbiti gibi olmuş.   Kısacası taksi sisteminin suyu ısınmış gibi...
 
- Bu kadar çok evsizin olmasının sebebi işsizlik, eğitimsizlik. İnsanlar çaresizlikten, umutsuzluktan ve giderek daha genç yaşta sokaklara düşüyorlar ve her geçen gün sayısı artıyor.  
 
- Devlet kuruluşları masraf kısma politikaları nedeniyle hiçbir şekilde bunlara sahip çıkmıyor. Hatta kucağında çocukla bir anne bile sokaktaydı geçen gün diye şaşkın şaşkın anlatıyorlar. Bu Amerika’da hiç olmayacak bir şey diye isyan ediyorlar. Sokakta çocuk kalması, çocuğa bu kadar hassas bir ülkede kabul edilemez diye kızıyorlar.
 
- Evsizler için shelter/barınak denen sığınma evlerinde ancak bir gece kalınabiliyor. Onun için de üç-dört gün kuyrukta beklemeleri gerekiyormuş. Böyle bir yerden bizi geçirdi. Görüntü yürek paralayıcı.  Bu vesile ile dünyanın en çok evsiz/homeless insan barındıran şehirlerine baktım ve şu listeye denk geldim. Ne yapıyoruz biz? İnsanlık böyle devam edemez diye sizin de içiniz daralıyor değil mi?
 
- Ortalıkta hemen hemen hiç polis yok. Birkaç kere gördüm. Zaten birinde sokakta ölmüş bir zavallı için sanırım ambulans çağırıyordu. Diğerlerinde de bildiğimiz bisikletle robocop gibi tam donanımlı devriye geziyorlardı. Motosiklet değil ama dikkatinizi çekerim, bisiklet:) İnsanları motor sesine boğmadan,  tedirgin etmeden yürümelerine engel olmadan sessizce dolanıyorlar.


 
 
- İnsanlar hayli kilolu. Şöyle normal kilolarda insan neredeyse göremiyorsunuz. Öte taraftan sağlıklı yaşam, taze meyve, sebze yeme ve güzelleşme trendi doğrultusunda epey dükkan, reklam, pano var.
 
- California’da su sıkıntısı tehdit eden boyutlarda imiş. O yüzden her yerde, sürekli suyu idareli, dikkatli kullanın uyarıları var. Restoranlarda sürahi yok. Masalarda “su isterseniz garsona söyleyin, getirsin” mesajları var. Pet şişe yerine termos benzeri şeylerle gezip, onlara su dolduruyorlar.
 
- En iyi 4G bizde!  Tipinde reklamlar her yerde. Orada 4G kullandık. Tabii ki çok hızlı. Ben bu yazıyı yazana kadar şükürler olsun bize daha da iyisi geldi. 4.5G:) Yine de epey  geç kaldığımızı düşünüyorum.  
 
- Şehrin merkezinden çıkınca harika evlere ulaşıyorsunuz. Hatta Jimi Handrix’in evinin önünden geçip, kulaklıkla ünlü “San Fransisco şarkısını Scott McKenize’den dinleyip, sözlerini hatırlıyorsunuz. Aşağıda bir bölümünün tercümesi var... Anlamlı değil mi? Şehrin ruhunu anlatıyor...
 
If you’re going to San Francisco / Eğer San Francisco’ya gidiyorsan
Be sure to wear some flowers in your hair / Saçına çiçekler taktığından emin ol
If you’re goin’ to San Francisco / Eğer San Francisco’ya gidiyorsan
You’re gonna meet some gentle people there / Orada nazik insanlarla tanışacaksın

  

 
- Hybrid Otobüslerle toplu taşıma yapıyorlar. Özeniyorsunuz.
 
- Karşınıza sık sık her yeri, her şeyi kaydeden Google Arabası çıkıyor. Hala şoförlüler ancak insansız olanına da fazla zaman kalmadığını hepimiz kestirebiliyoruz artık.
 
- Bisiklet paylaşma noktaları, çok yoğun bisiklet kullanımı var.Tüm yollar sensörlü bisiklet hatlarıyla bölünmüş. Belli noktalarda fotoğrafta gördüğünüz sayaçlar var. O yoldan kaç bisikletlinin geçtiğini gösteriyor. Belediye bisiklet kullanmayı ve kazaları önleyici teşvik edici uygulamalar yapıyor.
 
- Alış verişlerde çoğunlukla mobil telefona takılmış bir aparatla kredi kartınızı geçirerek olduğunuz yerde ödeme yapılan sisteme geçilmiş. Satış elemanları aynı zamanda kasiyerlik yapıyor. Fatura istiyorsanız, fatura adresiniz mobile app’den giriliyor, mail adresinize yollanıyor. E-Fatura mecburiyetinin yaygınlaşma sebebi böylece daha iyi anlaşılıyor.

- Son izlenim notum da şu; Temmuz'un ortasında, hatta sonunda üstelik Kaliforniya'da sıcaktan yanmayı beklerken kat kat giyinmem gerekecek kadar üşüdüğüm olacak Çünkü San Fransisco kutupların buzunu yalayarak gelen soğuk okyanustan etkileniyor. Bu güzel kentte yaz ancak Eylül'de başlıyor:) 

    
 
San Fransisco’ya gidiş amacımız World Future Society Konferansına katılmak, Twitter’ı ziyaret etmek idi. Sürpriz olarak bir de San Fransisco Maratonu’na katıldım. Onları diğer yazımda anlattım. Göz atmalısınız:)
 
SF’ya beraber gittiğimiz sevgili arkadaşım Murat Şahin’in yazısı da burada. Onu da mutlaka okuyun derim.
Bu arada şu yazı da mükemmel olmuş. San Fransisco'ya gitmeye niyeti olanlar mutlaka göz atsın.

******************

Daha iyi bir gelecek için hizmetlerimiz hakkında bilgilenmek, 
Seminer-Workshop-Moderasyon-İçerik-Etkinlik Kurgusu vb. talepleri için görüşmek, 
Özel-özgün çalışmalarla işinize, hayatınıza dair iyileştirmeler yapmak üzere
 Antrenörlük almak 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;

Başvuru ve sorularınız için lütfen > burayı tıklayınız

Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)

Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  Twitter ve Facebook dan takip edebilirsiniz.