Söz verdiler 2030'a kadar halledecekler!..
Ufuk Tarhan’ın sosyal medya, blog, kitap, vb. linkleri:  https://taplink.cc/futuristufuk

Söz verdiler 2030'a kadar halledecekler!..



Şu anda her neyi dert ediyorsanız, lütfen doya doya üzülün. Hatta dertlerinizin iyice keyfini çıkarın. Kana kana ağlayın, dövünün, çünkü sizin, benim, hepimizin, yani her insanoğlunun asıl dert etmesi gereken öyle bir ortak sorunu var ki küçük-büyük tüm dertlerimiz solda sıfır kalır, daha doğrusu kalacak!..
 
Çok sevdiğim, aile dostumuz güçlü bir kadın, rol model aldığım bir büyüğüm vardı ve ailesini üzen, sarsan bir şeyler olduğunda şöyle dua ederdi;
 
- Allah’ım küçük dertlerimi bana çok görme ne olur…
 
Anlamaz, garipser, “ne tuhaf bir dua?” derdik.
 
Ama büyüdükçe, yaşam denen roller coaster (lunaparktaki hız treni) üzerinde giderek büyüyen türlü türlü dertle karşılaştık. Gençken üzüldüğümüz şeyleri saçma sapan, ufak bulmaya başladıkça o garip duayı da gayet iyi anlar olduk…
 
İşte onun için böyle başladım. Evet her neye üzülüyorsanız kana kana üzülün, üzülelim, çünkü bunlar daha iyi günlerimiz… O tür üzüntüleri özleyeceğiz. Eğer bir an önce, çok hızla her birimiz, her bir devlet, lider, şirket, kurum aklını başına alıp, tüm hayat amaçlarını buna göre revize edip, düzenlemezse “küresel ısınma” dediğimiz ve bizzat, kendi ellerimizle yarattığımız canavarın harlı ateşi dünyayı yaşanmaz hale sokacak ve o dertleri mumla arar hale geleceğiz… Gelmeye başladık bile…
 
Lafı şuraya getirmeye çalışıyorum…
 
Hala ciddiye almadığımız ve artık etkilerini bayağı somut biçimde görmeye, hissetmeye başladığımız “küresel ısınma” var ya, işte o; insanlığın tüm diğer sorunlarını sorun olmaktan çıkarıp, önemsizleştirecek büyüklükte tahrip gücüne sahip küresel bir felaket! Bunu anlatmaya çalışıyorum.
 
Daha doğrusu Birçok insan, çevre-doğa aktivisti kişi, grup kendini yırtıyor, bilim insanları her gün sayısız rapor yayınlıyor. Ben sadece tekrarlıyorum ve bir Fütürist, gelecekçi olarak daima tekrarlayacak, bu konunun anlaşılması, harekete geçilmesi için elimden geleni yapacağım.
 
Çünkü bu felaketin öncüleri tekme tokat kapımızı yıkıyor… Dünyanın her yerinde iklim krizleri, doğal afet ve felaketler sayısız insanı, doğayı dövdükçe dövüyor… Küresel Isınmanın iyice tepesi atmaya başlıyor… Karbon Salımını kontrol etmezseniz hepinize daha fenalarını da yapacağım diyor… 

Küresel ısınmanın temel nedeni “Karbon Salımı” yani “İNSAN”…




Küresel ısınmanın en önemli nedeni insanlığın, yani bizim-hepimizin yaşam biçimimiz ve bunlar nedeniyle oluşan Sera Gazları. O gazları biz çıkarıyoruz!.. Evet biz!
 
Ve bu gazlar dünyadaki faaliyetlerimiz nedeniyle oluşup, atmosferde birikiyor. Dünyanın üzerini adeta Seralardaki tente gibi örtmeye başlıyor. O zaman da dünyaya gelen ve geri yansıması gereken güneş ışınları bu tentenin içinde hapsoluyor, yani dünyada kalıp dünyayı ısıtıyor.
 
Buzullar eriyor, canlılar ölmeye başlıyor. Su kenarlarında su seviyesi yükseliyor, iç kesimlerde ise kullanılabilir su, tabiat kaynakları azaldığı için kuraklık başlıyor.  Artan ortalama sıcaklık sebebiyle yerküredegözlemlenen hava akımları da anormalleşiyor. Hortum, fırtına, kasırga, dolu, sel, sağanak, yıldırım, şimşek vb. aşırı hava felaketleri yaşanıyor.
 
Sera gazları şunlar; Karbondioksit, metan, diazot monoksit, hidroflorokarbonlar, perflorokarbonlar, sülfür hekzaflorid vb. İçlerindeki en önemli sorumlu ise karışımın %50 den fazlası olan “Karbon”.  
 
O yüzden “Karbon Salımı, Karbon Emisyonu” dünyanın yaklaşan ve ayak izleri iyice yüksek perdeden duyulan, hızlanarak yaklaşan küresel ısınma faciasının asıl nedeni


Peki Karbon Ayak İzi nedir?

Herhangi bir insani faaliyet yüzünden atmosfere salınan Sera Gazı miktarının ve doğaya verdiği zararın hesabına kısaca “Karbon Ayak İzi” deniyor. Ne kadar çok Karbon ayak izi varsa, o faaliyeti yaparken o kadar çok Sera Gazı salıyor, dünyanın canına o kadar çok okuyoruz demektir. Karbon Ayak İzini hesaplamak için pek çok yöntem, internette sayısız site var. Mutlaka göz atın.
 
Karbon Emisyonunun, Salımını; başka bir deyişle Karbon Ayak İzini oluşturan başlıca nedenler;
 
-Kontrolsüz sanayileşme
-Sürekli artan enerji talebi
-Kontrolsüz şehirleşme
-Azalan ormanlık, yeşil, doğal alanlar
-Yoğun hayvancılık faaliyetleri
- Aşırı tüketim kaynaklı aşırı çöp, atık üretimi
- Hava, su, toprak kirliliği yaratan her türlü faaliyetin aşırı artmış olması

Özetle dünyanın küresel ısınma krizine girmesine sebep kontrol edilmeyen Sera Gazı, onun yükselmesine neden olan en önemli neden de Karbon salımı – Karbon Ayak İzi.
 
Veee sadece 20 yılımız kaldı!

Çocuklarınıza bu konuyu iyi öğretin. Kendiniz de iyice ezberleyin, çünkü Birleşmiş Milletler Küresel İklim Raporlarına göre dünyanın seri felaket, kuraklık ve kıtlık dalgasına girmesine neden olacak 1.5-2 derece daha ısınmasına sadece “20 yıl kaldı!”
 
1800’lü yıllardan beri bu konular bilinmesine rağmen hep beraber kulak tıkadığımız için artık zaman iyice daraldı!..
 
Aşağıdaki tablo Karbon Salımından hangi faaliyetin ne kadar sorumlu olduğunu anlatıyor;
 
Bu grafiği evlerimizin her yerine asmalıyız bence ve bu konuyu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız!..



Kısacası çok acilen bu konunun, yani Karbon Ayak İzi felaketinin hallolması, tüm birey ve firmaların sorumluluk alması, harekete geçmesi gerekiyor.

Ve iyi haber, harekete geçenler, sorumluluk alıyorum, söz veriyorum  diyenler var! İşte onlardan biri ve verdiği söz;

Dünya devi, dünyanın önde gelen hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden biri olan Unilever, geçtiğimiz Eylül ayında, tüm dünyada eş zamanlı olarak “Clean Future – Temiz Gelecek” diye çok hayati bir projesini ve kararını açıkladı. Büyük bir hareket başlattı. Hepimize, dünyaya gayet cesurca bir söz verip dedi ki “ 2030’a kadar ev ve çamaşır bakım ürünlerinin formüllerinde fosil yakıtlardan elde edilmiş karbonun %100’ünü yenilenebilir veya geri dönüştürülmüş karbonla değiştireceğiz.”
 
Yani diyorlar ki OMO, Cif, Domestos, Yumoş gibi ürünler Karbon Nötr, doğa dostu ürünlere dönüşecek ve tabii ki bu hareket ilgili ürünlerle alakalı tüm ekosistemi yani paydaşları da öyle olmaya zorlayacak.
 
Yani tüm temizlik sektörü değişecek, değişmek zorunda kalacak…
 
Çünkü ürünlerin içindeki kimyasalları üretenlerden, taşımasını yapanlara, paketlemesine, konulduğu rafa kadar her ama her aşamadaki tedarikçi ve paydaşın da Unilever’in %100 yenilenebilir veya geri dönüştürülmüş karbona geçiş koşullarına uyumlu olması gerekecek.
 
Çok iddialı bulduğum bu “sözü, taahhüdü” Unilever Türkiye Ev Bakım Kategorisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Leyal Eskin Yılmaz’a direkt sordum;
 
- 2030’a yalnızca 9 yıl var! Nasıl yapacaksınız, başaracaksınız? Siz gerçekten ciddi misiniz?




Ve şu yanıtları aldım;
 

- Unilever Temiz Gelecek Vizyonu adını verdiği küresel inovasyon programı ürün geliştirme, üretim ve ambalajlama yöntemlerine getireceği değişimlerle döngüsel ekonomi ilkeleri açısından devrim niteliğinde. Farkındayız ve arkasında duruyoruz. 

- Temizlik ürünlerimizden başladık, çünkü  Unilever’in ev ve çamaşır bakım ürünlerinde kullanılan hammaddeler, bu kategorideki ürünlerin karbon ayak izinin en büyük dilimini (%46) oluşturuyor. Ürün formüllerinde fosil yakıttan elde edilmiş hammaddelerin geride bırakılmasıyla  formüllerden gelen karbon ayak izinde %20'ye kadar azalma sağlanması hedefleniyor. 

- Temiz Gelecek Vizyonu programı aslında, Unilever’in 2039 yılına kadar ürünlerinden kaynaklı emisyonu net olarak sıfıra düşürme taahhüdü için de kritik önem taşıyor. 

- Sektör olarak hammadde de dahil olmak üzere ürünlerimiz için fosil yakıtlara olan bağımlılığımızdan kurtulmalıyız. Karbon Gökkuşağı prensiplerini uygulamalı, yer altından karbon çıkarmayı bırakmalıyız, çünkü zaten yerde ve yer üzerinde kullanabileceğimiz bol miktarda karbon var. 

- Bu iş için 1 milyar Avro yatırım yapılacak. Unilever Temiz Gelecek Vizyonu için yapılacak 1 milyar Avro’luk bu yeni küresel yatırımı, tüketicilerin talep ettiği daha düşük çevresel etkiye sahip ve üstün temizlik performansı sağlayan, uygun fiyatlı ev ve çamaşır bakım ürünleri geliştirilmesi için kullanılacak. Bu fosil yakıttan elde edilmiş kimyasallardan uzaklaşılmasını sağlayacak biyoteknoloji araştırmalarının, karbondioksit ve atık kullanımı ve düşük karbonlu kimya çalışmaları finanse edilecek. 

- Bu yatırım ile biyolojik olarak çözünebilir ve su-etkin ürün formülleri oluşturulurken 2025 yılına kadar birincil plastik kullanımının yarıya indirilmesi de desteklenecek.

Buraya ancak bu kadar sığdı, ancak “Temiz Gelecek Unilever” ve “Carbon Rainbow - Karbon Gökkuşağı” diye internette araştırırsanız, bu iddianın, sözün altını dolduracak çok fazla rapor, bilgi bulacaksınız.
 
Bana oldukça samimi, adanmış ve konuyu içselleştirmiş göründüler. Ve eminim diğerleri de izleyecek.. Hatta güzel pek çok proje geliştiren başka önemli firmalar, markalar da var…
 
O zaman, “hadi inşallah!” diyelim ve bizler de destek için elimizden geleni ardımıza koymayalım…
 
Başka dünya yok… Buraya sağlıkla, akıllıca sığışmak, dayanışmak zorundayız…


Bu yazı Posta Gazetesi için yazılmıştır.  Yazının linki buradadır.

Orijinal yazıyı büyüterek okumak için aşağıdaki kupüre tıklayınız.

******************

Ufuk Tarhan'ın T-İnsan kitabı için > http://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > https://goo.gl/6RfGXa 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;  lütfen > burayı tıklayınız 
Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  LinkedInInstagram, FacebookYouTubeTwitter 'dan takip edebilirsiniz.