Kurumsal Alanlar aslında Sorunsal Alanlar mı?
Çalışanlardan, çok fazla şikayet mesajları alıyorum.
Gün geçmiyor ki ya iş görüşmeleri ya da iş yerlerindeki ilişki, iletişim sorunlarıyla ilgili şikayet,
mutsuzluk, olumsuzluk hikayeleri gelmesin..
Üzülerek söylemeliyim ki benim gözlemlerim de bu doğrultuda. Kurumsal diye nitelendirilen büyük
şirketlerde mutlu çalışan neredeyse yok!
Ben sorunun insanlarda olduğunu düşünmüyorum, sektör de önemli değil...
Galiba kurumsal denen yapılar artık miadını dolduruyor...
Yeni modeller lazım... Herkes şikayetçi...
İş kaybetme korkusu ile hem üst kademelerde hem de alt kademelerde kimse fazla sesini
çıkaramıyor.
Bu sorunları dillendirip, iyileştirici aksiyonlar için çabayı göze alamıyor...
İşte bir mutsuzluk hikayesi daha;
Sayın Tarhan merhabalar,
Yenibiriş.com´a yıllardır üye olan ve hatta ilk işine yenibiriş.com aracılığıyla başlayan bi ´´İŞARAR´´
olarak ilk defa iş ilanları dışında bir gezineyim dedim ve yazınız dikkatimi çekti, hemen mutlandım.
Bankacı olarak yaşadıklarımı mümkün olursa, okurlarla paylaşmanız için yazmaya karar verdim.
Paylaşmanızı istiyorum, çünkü benim bu yazacaklarımı yaşayan yüzlerce meslektaşım var.
Neden kimse sesini çıkaramıyor?
Mecburlar. Sosyo ekonomik şartları hepimiz biliyoruz.
Benim anlatacağım sektörden sadece bir örnek.
Öncelikle mesleğimi çok seviyorum, ancak çalışmış olduğum bankadan Ekim ayı itibariyle istifa etmiş
bulunmaktayım.
Sayın Tarhan, sektörün lider bankalarından birinde 2008 yılında işe başladım. 2 yıl boyunca asla ama
asla yöneticilik vasfına haiz olmayan bir şube müdürüyle çalıştım.
Her sabah toplantı yapan ama toplantıda motive etmek yerine,
Suyumuzu çıkaran, çalışanlarına andaval diyen, (toplantı sonrası buna çok gülmüştük gerçekten.
Çünkü o esnada algılayamadık. Şoka girmiştik bütün arkadaşlarla)
Her toplantıda kurduğu o güzelim cümleleriyle boş kağıt uzatan, onu istifa dilekçemizle
doldurmamızı isteyen,ekip işi yapmamıza rağmen, kendi fikri dışında hiçbir fikri beğenmeyen
ve ses tonu hep yüksek, asla bir hanımla çalışamayacak bir müdür düşünün...
Her cumartesi zorunlu mesai yaptıran, (yapmamız gereken işi hafta içi yapamıyormuşuz!)
ama sendikadan şikayet gelene kadar mesai yazdırmayan... Bir akşam saat 21´de apar topar
mesai girdirdiğinde anladık;
- Emin misiniz, girelim mi? diye sorasımız geldi inanın.
Akşamın 7´sinde pat diye 5 dakka toplanıyoruz arkadaşlar deyip en az 2 saat zaten her sabah
konuştuğumuz konuları konuşan,
- Pardon Müdür Bey benim bir programım vardı,
- Misafirim var,
- Dışarıda arabada eşim bekliyor
- Biz çıkacaktık da v.s.
diyemiyorsunuz.
Mutsuz personeller...
Yılın 3. ayında (İK 3. ayda sisteme girilmesini istiyor ) ayarlanan izinler, yani erken rezervasyon
tatilleri, nasılsa izne bir hafta kala iptal ettiriliyor, ödediğiniz kapora yanıyor, bütün planlar alt üst.
Bunlara bir de bankanın hedeflerdeki agresifliğin ötesinde satış baskısı diye nitelendirdiğimiz, ama
can çıkarma operasyonu da denilebilecek uygulamaları eklenince; kaçınılmaz mutsuz personeller,
Önüne geçil(e)meyen istifa silsilesi...
Bir de "dışarıda sizin yerinize hemen çalışmaya hazır binlerce insan var"
cümleleri ...
Yalnız agresiflikten kastım şudur ki;
önce hafiften başlayan tüm bankadaki hafta sonu çalışmaları (cumartesi -pazar), bir süre sonra
normalleştirilip, hafta içi iş günü nasıl çalışılıyosa hafta sonu için de aynı çalışmalar bekleniyor.
Yani ürün satışı!!! Kredi kartı...Kredi...akşam 5´te şube kapıları müşterilere kapanmasına rağmen,
ürün satışı çeşitli yollarla devam eder.
Hatta o üründen 5 adet satamazsanız o gün akşam 10´da olsa çıkamazsınız!
Artık siz düşünün nasıl telefonlara sarılıp eşe dosta yalvardığımızı.
Önemli bir ayrıntıda şudur ki 6 ay içerisinde 2 kez terfi almalar, standart olmayan maaşlar,
müdür kayırmaları, bölge müdürü yeğenleri v.s.
Bu tablo uzayıp gider...
Özetle finansal piyasalar derinleşiyor, ülke ekonomisi canlanıyor,bankalar ciddi karlar açıklıyor
deniliyor ya işte bu şekilde oluyor bu karlar.
Hiçbir prestiji kalmayan bir meslek haline gelmiştir bankacılık.
Ben bizzat İK Genel Müdür yardımcısına mailde dile getirdim şubede yaşanılan sorunları ve
birkaç ay sonra İK uzmanları şubeye denetime geldi.
Aldığımız cevap şuydu;
- Yönetim ile personel arasında sıkışmış durmudayız inanın.
Üç yıllık bankacılık hayatım böyle talihsiz bir süreçle son buldu . Tabii ki deneyim kazandım, işi
okulunda öğrendim ama sektörün nasıl olduğu bilinsin istiyorum.
Çünkü benim anlattıklarımın türevleri diğer özel bankalarda yaşanmaya devam ediyor.
İyi çalışmalar diler ilginiz için şimdiden teşekkür ederim.
Saygılarımla
*****************************
*******************************
Kurumsal Şirketlerde sorunlar nasıl çözülüyor?
Fotoğrafa tıklayın
*********************************
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini Twitter ve Facebook dan takip edebilirsiniz.