Artık yeniçağdayız, dijitalleşiyoruz, ''Harika!'' derken aslında bir taraftan da “Yeni dertlerimiz oldu, eyvah!” demiş oluyoruz...
Ufuk Tarhan’ın sosyal medya, blog, kitap, vb. linkleri:  https://taplink.cc/futuristufuk

Bir önceki sayımızda Endüstri 4.0 Konusunu işlemiştik. Endüstri 4.0 dışında bizi bekleyen gelişmeler neler?          



Endüstri 4.0’ı merkeze ve odağa koymak, aslında yaşadıklarımızı, yaşamakta olduklarımızı ve yaşayacaklarımızı daraltmak olur.
 
Çünkü daha şimdiden milyarlarca insan ve sayısız makine birbirine bağlı. Çığır açan teknolojiler, sınırsız işlem yapma gücü ve hızı, kitlesel, devasa bilgi depolama ve işleme kapasitesi, önceki yaşananlara hiç benzemeyen noktalara getirdi dünyayı.

 
Vee… yolculuk henüz tam anlamı ile başlamadı. Değişimin esas etkilerini, neler olabileceğini daha sağlıklı kestirebilmemiz teknolojik, ekonomik, sosyolojik, psikolojik, ekolojik sonuçlarını tam olarak yaşamamız, dönüştürücülerin yaygınlaşmaya başlaması ile mümkün olabilecek. Şu anda sezinleme, algılama, tahmin etme aşamasındayız…

 
Otomasyon, makinelerin akıllanması hatta insansılaşması, mobilizasyon, yapay zeka ve robotlar; fütürüzmin ve bilim kurgu hikayelerinin konusu olmaktan çıkıp, pek de hazırlıklı olmadığımız bir hızla yaşamlarımızın gerçeği haline geliyorlar. Teknolojik cihazlar, uygulamalar Her geçen gün etki alanını genişletiyor, iyice içimize sızıyorlar. Ve bu sürecek.


Endüstri 4.0 diye basite indirgeyerek tarif ettiğimiz yeni üretim sistemleri sayesinde verimlilik arttıkça, özellikle de blockchain ve yenilenebilir enerji kullanımı yaygınlaştıkça, data iletme, saklama, yollama ve işleme kapasitesi yükseldikçe, makinaların egemenliğinin değil, onları kullanan insanlığın gücü artacak. Özellikle bu ikisinin etkisi, tüm insanlık için internetin etkisinden daha büyük ve türbülanslı dönemlerden geçsek de çok çok daha olumlu gelişmelere yol açacak…
 
Uzun lafın kısası, dördüncü endüstri devriminin başlattığı etki tabii ki diğerlerinden daha yaygın, derin olacak ve insanlar makinelerle, teknoloji ile onları tehdit olarak görmeden ya da tehdit haline getirmeden bir arada ve dayanışarak, birbirini tamamlayarak yaşamanın yolunu bulacak… Ben buna inanıyorum ve inanmak istiyorum…

 

Ambalaj sektöründe ne gibi değişiklikler bekliyorsunuz?


Bu sorunuza yanıt ararken “ilk ambalaj ne zaman nasıl çıkmıştı acaba?” diye düşünerek başladım. Ve tabii ki insanlığın ilk ambalajının annemizin karnı ve sonra da süt emdiğimiz anne memesi olduğunu fark ettim.
 
Daha sonraları doğaya saygılı ambalajları keşfedişimizi okudum. Su kabakları, çeşitli meyve kabukları, yaprakları gibi ısı geçirmez çantaların eşdeğerlerini buluşumuza eriştim ve ilk ambalaj kullanımının yiyecekleri saklamak, taşımak için insan hayatına girip, daha sonraları tüm diğer değişimlere paralel olarak çeşitlendiğini gördüm.
 
Ambalaj saklama, koruma, taşıma, estetik vb. sayısız amaçla ve sınırsız amaç ve “şey” için kullanılmaya kuşkusuz devam edecek. 

Aşağıdakiler de temel değişim faktörleri olacak;


- Nano teknoloji ile şimdi hayal dahi edemediğimiz ilave fonksiyonlara, yararlı özelliklere sahip olacaklar
 

- Akıllanacaklar ve diğer akıllı nesnelerle iletişim, etkileşim içinde olacaklar

- Yeniden kullanılabilen hatta yenilenebilen ekolojik, doğa dostu, atık üretmeyen materyallerden yapılacaklar. Malzeme teknolojisinin gelişimine  katkı verecekler.
 

Eğitim alanında neler yapılmalı? Özellikle sektörel eğitim konusunda neler yapılmalı?
 
Aslında bu sorunuzun yanıtını ve daha fazlasını kitabım T-İnsan’da verdim, anlattım. İçtenlikle öneriyorum, lütfen T-İnsan’ı herkes okusun. Geleceğe hazırlık 101 gibi bir içerik sunuyor. Okumak yetmez tabii.  T’leşmek konusunda yapılması gerekenleri acil şekilde anlayıp, uygulasınlar.
 
Kısaca bazı ipuçları;
 
- Eğitimin geneli, sektöreli, soft skill’i vb. her katmanı, alanı “otodidakt öğrenmeye” hizmet edecek şekilde dönüşmeli. Bundan sonrası eğitim değil “öğrenme” odaklı      ilerleyecek. Kendi öğrenme ihtiyacını tasarlayıp, gideremeyen yandı! Bu insanlara ihtiyaçlarını giderecek içeriği, olanağı sağlayacak platform olamayan da yandı!
 
- Eğitim kanalları ve yöntemleri müthiş çeşitlendi, gelişti, daha da gelişecek. Hologramlar, 3-4 boyutluluk, teleportation, sanal gerçeklik, yapay zeka, robotlar, beynin buluta bağlanması, chipification (beyne, vücuda ship takılarak, bilgi upload’u) vb. gibi aşamalara da geçeceğiz. Bunlar geliştikçe ilk kullanan ve yararlananlardan olmayı becermek gerekiyor.
 
- Kurumsal eğitimlerin “beniz izle” değil, “birlikte bir proje yapalım” a dönüşmesi gerekiyor.
 
- Videolu eğitim platformları, videodan öğrenmek, online vb. çok çok çok daha büyük çapta gelişecek ve kullanılacak. Bunlara göre hazırlık, uygulama yapmak lazım.


İş dünyası hazırlık için neler yapmalı?

Aşağıda sıraladığımı ana belirleyiciler eşliğinde geleceğe ilerliyoruz. İnsanlık tarihinin en zorlu süreçlerinden birinde yaşıyoruz.  Çünkü;

- Dijital Çağa girdik.

- Robotlarla, yapay zekâ ile içli-dışlı yaşama ve birlikte çalışmaya hazırlanıyoruz.

- Yenilenebilir Enerji alanında müthiş atılım ve dönüşümler arifesindeyiz.

- Yeni Nesil Uzay Çalışmaları ışık hızında ilerliyor.

- Bunların tamamını Nano ve Genetik teknolojilerdeki gelişmeler tetikliyor…

- Yaşadıklarımızı ve yaşayacaklarımızı değişim ile izah etmek yetersiz kalıyor. Bir anlamda insanlık transformasyon/evrim (Transhumanism) geçiriyor…

İşte bu değişkenlerle çalkalanan dünyada geleceğe ancak fütürist bakış açısı ile hazırlananlar iş dünyasında hayatta kalabilecek sağlayacak.
 
Firmaların geleceğe çok daha bilinçli, akıllı ve etkin hazırlanmasına yardımcı olacak. Fütürizm, firmaların hibridleşerek bugünkü faaliyetlerini en başarılı şekilde sürdürmelerine, aynı zamanda da gelecek için hazırlık yapmalarını sağlayacak.
 
Fütürist bakış açısını benimseyen, gelecek bilgilerini, senaryolarını kullanma kabiliyetlerini yükselten iş dünyası unsurları hem oyunda kalacak hem de rekabette öne çıkacak, dönüşümün başlatıcıları ve liderleri olabilecekler.
 
Fiziksel olarak daha az çalışacağımız, ancak zihinsel, duygusal olarak ok daha fazla çalışmak, çabalamak zorunda kalacağımız kesin.

Yakın gelecekte, beden gücü ile belirli bir yerde, belli bir zamanda/sürede ve bizzat bulunarak yapmamız gereken işler giderek azalacak ve birçoğu yok olacak.  Onları hızla robotlara ve yapay zekâya, hologramlara devredeceğiz.
 
Bizler ise daha çok “akıl, zekâ, duyarlılık” gerektiren alanlarda “tasarımcı, danışman, rehber ve gözetmenler” olarak çalışacağız. Ama epey çok ve disiplinli çalışacağız.
 
Yani fiziksel olarak daha az, zihinsel/mental olarak daha fazla çalışacağımız zamanlara girmiş bulunuyoruz.


Firmalarımızı, ürün ve hizmetlerimizi bunları hesaba katarak uyarlamamız, robotlara ve yapay zekâya adapte olmamız gerekiyor.
 
Tüm bunları ve daha bir çok şeyi erkenden algılamak için iş dünyasının her şeyden önce fütürist bakışla ilerlemesi gerekiyor. Şirketler ve kurumlar, bu şekilde ilerleyemezlerse olacak sorusuna “en temel sonuç, eski kafalıların yönettiği, eskide kalmış firmaların yok olmaları” diye epeyce sert ama gerçekçi bir nokta koymak isterim.
 
İş dünyasında türbülans çok yüksek, ev ödevi çok fazla. Tam bir dönüşüm çağından geçiliyor. Öncelikle, gerçek anlamda dijitalleşmenin, yapay zekaya geçişin, robotları devreye almanın ve yenilenebilir enerji kaynakları ile blockchain kullanmanın ne olduğunu anlamak gerekiyor.
 
Şirketlerin önce kafa yapılarında, organizasyonlarındaki insan kaynaklarında ve teknik altyapılarında paradigma sıçraması, değişim yaşamaları, birimlerini buna göre kurgulamaları çok önemli. Artık sorunlar eskiden çözüldüğü gibi çözülmeyecek,  avantajlar eskiden kullanılan yöntemlerle kazanılamayacak…
 
Şirketlerin CEO,  genel müdür ve üst düzey yöneticilerinin iyi bir dijital, ileri seviye teknoloji eğitimi alması gerekiyor. Ve tabii ki bunu sürekli yapmaları, kesintisiz bir yenileme, versiyon yükseltme sürecinde olmaları şart. Bu konuyu mutlaka derinlemesine anlayıp, organizasyonlarında ve iş bölümlerinde gereken değişiklikleri yapmalılar. Şirketler ve markalar,  isteseler de istemeseler de,  her sektörde dijitalleşmeden, yapay zekâdan
ve robotlardan söz edilir hale geldi.
Bu konular artık bir tercih değil,  kaçınılmaz  bir zorunluluk,  işlerini  teknolojik trendlere ve gerekliliklerine göre  organize etmenin farkında olmayan kişi ve kurumlar çok üzülecekler. Bunun için de çok hızlı hareket etmeliler.


Kurumların, şirketlerin şu andaki en öncelikli işi;
 

1. Dijitalleşme stratejilerini belirlemek

2. Dijital Hizmetlerini oluşturmak

3. Dijital Operasyonel yetkinliklerini yapılandırmak ve sürekli geliştirmek olmalı. 

Intel’in bir teknoloji konferansında verdiği rakamlar çarpıcı. Şu anda, daha dijital çağın başlarında iken bile; dijitalleşen şirketlerin kaynaklarını arttırmadan %9 büyüme kaydettiği, dijitalleşmeyenlerin ise sektörlerinin %26 gerisinde kaldığı belirtiliyor (Vodafone’un o zamanki  Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt tarafından aktarılmıştı).  Zaman ilerledikçe bu makas iyice açılacak. Sonuçlar dijitalleşemeyenler için daha üzücü, dijitalleşenler için daha da sevindirici olacak.

Siber güvenlik!
 
Artık yeniçağdayız, dijitalleşiyoruz,  harika!  Derken   aslında  bir  taraftan da  “yeni dertlerimiz  oldu, eyvah!” demiş oluyoruz... 
 
WEB’deki interaktiviteyle ve sosyal ağlarla ölçülemez bir artışla  çoğalan bilgi ve onun paylaşım trafiğine kısaca BIG Data / Büyük Veri , Bulut Bilişimi deniyor. Yani kooooskocaman bilgi denizleri, okyanusları… Kuantum bilgisayarlar, 5G, Blockchain… Hepsi yepyeni olanaklar açmaya hazırlanıyor…
 
Her şeyimiz,  kişisel + kurumsal  tüm  gizli, önemli,  kıymetli özel, bilgi; dijital  sinyallerle gürül gürül, oradan  oraya,  BIG  Data  olarak, başıbozuk  akıp  gidiyor.  Onca değerli  detay  kanalizasyon  içine karışmış  değerli  taşlar  gibi  mücevhere  dönüşemeden,  değerlendirilemeden  ya  yok  oluyor ya da siber korsanların,  haydutların eline düşüyor!
 
Bu da iki alanda zorluk+tehdit ve güç+fırsat yaratıyor.

1- Bilgi Madenciliği: Pazarlama,  satış , iş  geliştirme,  AR-GE  vb.  için  son  derece  değerli bilgilerin BIG Data’dan  bulunması,  ayıklanması,  işlenmesi  ve  gerçek  data’ya  dönüştürülmesi  önümüzdeki zamanlarda  şirketlerin  en önemli  meselesi olacak, olmalı. Sosyal Medyadaki  her  bir  post,  tweet, anket, beğeni, yorum, paylaşım, takipçi, vb. iş  geliştirmek  için  müthiş  bilgiler  içermesine  rağmen, henüz iş zekası entegrasyonları, Social-CRM uygulamaları yetersiz hatta yok denecek seviyelerde. Müthiş bir fırsat  alanı  daha açıldı. Şirketlerin  sadece  sosyal  medyada  kampanya  yapmaya  değil, “dijitalleşmei yapay zeka ve robotlaşma stratejilerini” oluşturmaya da odaklanması, kaynak ayırması gerek…
 
2- Bilginin korunması, saklanması: Otoriteler, hemen her ülkede  ve  bizimkinde, izleme kameraları, GPS  gibi  teknolojilerin,  yöntemlerin kişisel suçlarda önemli  azalmalara  sebep  olduğunu açıklıyor. Ancak  siber  suçların da  ters orantı ile hızlanarak ve çeşitlenerek arttığı belirtiliyor. Sanallaşma pek çok kolaylık + güzelliği parmaklarımızın ucuna sererken, ayağımızın altından da bazı halıları çekiyor.


Bundan  sonraki en önemli sıkıntılarımız hiç kuşku yok ki “Siber Tehlikeler,  Siber Suçlar” alanlarında olacak… 

Şirketlerde ileri düzeyde güvenlik düzenlemeleri yapılacak. Tıpkı bina güvenliğini sağlayan özel, kiralık ekipler gibi Özel Siber Güvenlik Ekipleri kurulacak, kurulmalı.

Her  şirket  “güvenlik açıklarını” IT departmanından daha profesyonel ve işi bu olan kurumlarla  saptamalı. Trend Micro tarafından yayınlanan ve 2018 yılındaki siber saldırı beklentilerini ortaya koyan “Security Predictions Paradigm Shifts” raporu, şirketlerin bilgi ağlarının ve operasyonlarının bayağı korkutucu seviyede manüpilatif, yanıltan, sızdıran güvenlik açığı riskleri ile karşı karşıya olduğunu çok net anlatıyor. Mutlaka okunmalı, ekiplere incelettirilmeli ve önlem alınmalı.
 
Sonuç olarak dünya öncekilere hiç benzemeyen bir başkalaşım sürecinde. Gelecek adeta peşimizde!  Gelecekte başarı için yeniden gözden geçirmeli, kendimizi sürekli güncellemeli, versiyonumuzu yükseltmeli ve gelecekle senkronize olmalıyız…

 
Eklemek istediğiniz konular var mı?

İş dünyasının aşağıdaki altı faktöre yatırım yapmayı, bu alanlar için çözümler üretmeyi fırsat olarak görmesini ve önemsemesini diliyorum… Çünkü bunların her biri “bir geleceğimizin olması ya da olmaması” gibi keskin bir etkiye sahip…
 

İklim değişikliği, çevresel sorunlar şu anda belki de dünyanın önündeki, soruna hatta felaketlere dönüşebilecek en önemli faktör. Hızlı kentleşme, aşırı üretim-tüketim, çoğalan atıklar vb. nedenlerle doğayı katleden, kirleten ve biyolojik çeşitliliğe büyük zarar veren iş-yaşam biçimlerimiz küresel ısınmaya neden oluyor, olumsuz etkilerin gelişimini hızlandırıyor. Buzullar eriyor, dünyanın ekolojik yapısı alt üst oluyor, mevsimler değişiyor, kayıyor vb. Küresel ısınma, bu konu diğer bütün faktörleri kökünden etkileyecek güçteki en ama en önemli belirleyici. Daha doğrusu tehdit. Ciddiye alınmaması halinde diğer trend tahmin ve beklentilerin hiçbir önemi kalmayabilir.
 

İnsan ömrünün uzaması, doğurganlığın düşmesi. Ömrün uzaması ilk bakışta iyi habermiş, güzel bir trendmiş gibi görünse de başta çevresel faktörler olmak üzere iş, yaşam, beslenme biçimlerimizdeki ruh ve beden sağlığını bozan, zararlı etkilerin çoğalması, buna karşılık tedavi ve önleyici tıptaki gelişmelerin bu hıza yetişememesi gibi nedenlerle şimdilik “uzun yaşamak” pek de öyle iyi bir şey değil. Çünkü yaşlı nüfus sağlıksız, bakıma muhtaç, üstelik yalnız ve düşkün, ilaca bağlı formda artıyor. Bu da her şeyi daha zorlaştırıyor, daha da zorlaştıracak. Ağırlaşan, sağlıksızlık yaşam koşulları diğer taraftan da insanları çocuk yapmaktan, aile kurmaktan uzak tutuyor, korkutuyor. Zaten isteseler de doğurganlıkları düşüyor…  

Yenilenebilir enerji. İşte bu, yukarıdaki dertlerimize derman olacak aslında en önemli ve diğerlerinden çok daha hızlı gelişmesi gereken, dünyanın olumlu ya da olumsuz geleceğinde en çok etkisi olacak belirleyicilerden biri. Eğer yeşil enerji kaynakları ile çevresel sorunları azaltabilir, hatta önleyebilirsek neredeyse tüm sorunlarımızı halledebiliriz. Gelecek işte o zaman sahiden güzel gelebilir…  

Blokchain.  Aracıları ortadan kaldıran ve dünyadaki her işlemin, sürecin kısaca tüm varlıkların siber ağlara taşınarak direkt işlem, iş yapılabildiği, yepyeni bir çağın temel belirleyicisi. Parayı ortadan kaldıran; değer birimleri, değerlilik ya da değersizlik vb. durumları baştan aşağı temize çekeceğine kesin gözüyle bakılan mega devrim.  İnternetin icadı dünyada ne çapta bir değişime ve dönüşüme neden oldu ise blokchain denen siber yapı ondan çok daha büyük, kapsamlı, geniş ve derin bir dönem yaratacak.  

Singularity (Tekillik). Teknolojiye en uzak duranlar bile artık kabul ediyorlar ki gelecekte hem iş yaşamına hem de sosyal hayata insanlar tek başlarına devam edemeyecekler. Yanlarında robotlar, yapay zekâ, akıllı nesneler vb. nitelenen pek çok insansı ya da diğer canlılara benzeyen akıllı belki de kısmen duygulardan bile anlayan varlıklar olacak. Bu da yetmezmiş gibi insanların ve diğer canlıların genetikleri, fizyoloji ve biyolojileri ile oynanacak, kabiliyetleri arttırılacak, arızaları, eksiklikleri onarılacak, değiştirilecek ve güçlendirilecek. Bambaşka bir takım varlıklara, yeni türlere ve insanlarla şeylerin iç içe geçtiği tekillik formuna geçiş yapılacak.  

Uzay, havacılık çalışmaları. Bir taraftan dünyayı kendimize dar eder, öte taraftan bozduklarımızı onarmaya çabalarken; ya başaramazsak kaygılarıyla dünya dışı yerlere, kaynaklara ve varlıklara ulaşmak için giderek hızlanan, ilerleyen uzay çalışmaları sırasında kazanılan bulgular gelecek için her gün farklı olasılıklara yol veriyor. Sonuçta, uzay çalışmalarındaki gelişmeler bir anda yukarıdaki tüm diğer belirleyicileri, gelişimleri, devrimleri anlamsız kılabilecek güçte, belki de buradaki en ama en belirleyici alan.

Bu yazı ''Ambalaj Dünyası'' dergisi için yazılmıştır.

Büyüterek okumak için lütfen kupürlere tıklayınız. 

******************

Ufuk Tarhan'ın T-İnsan kitabı için > http://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > https://goo.gl/6RfGXa 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;  lütfen > burayı tıklayınız 
Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  LinkedInInstagram, FacebookYouTubeTwitter 'dan takip edebilirsiniz.