Ancak ve ancak şehirler akıllanırsa doğa canlanır!..
Ufuk Tarhan’ın sosyal medya, blog, kitap, vb. linkleri:  https://taplink.cc/futuristufuk

Ancak ve ancak şehirler akıllanırsa doğa canlanır!..



Akıllı şehirler artık fütüristik fanteziler değil, sürdürülebilir bir gelecek inşası için gerekli-zorunlu en önemli yaşamsal gerçekliklerimizden biri.

İnsanlar ve oluşturdukları şehirler acilen “akıllanmalı”. Şehirlerde doğanın denge sağlayan ayarlarının korunması, onarılması bir numaralı insanlık ödevi olmalı. Çünkü küresel ısınma dünyanın yaşanabilir bir yer olmaya devamı için çoktaan en büyük tehdit haline geldi…

COVID-19 sonrasının ilk şoku ve erken dönem reaksiyonları ile;

 

- Online çalışmaya, eğitime geçiş olanaklarının artması, hatta zorunlu hale gelmesi,

- Şehirlerde yaşam maliyetlerini karşılayacak iş-gelir olanaklarının ve gelirlerinin düşmesi,

- Hem sağlık hem güvenlik açısından risklerin giderek daha çok korkutması, vb. nedenlerle 

Şehirlerde yaşamasak da olur, hatta çok daha iyi olur” düşüncesine kapılan insanların sayısı çoğaldı. Kentlerden kırsala, tersine göç başlayacakmış gibi bir algı oluştu, ancak;
 

- Teknolojik olanakların dünyanın her yerine eşit yayılması halinde dağınık yaşamın mümkün olabileceği gerçeğinden hareketle,  

- Bunun çok sınırlı kalacağına, az sayıda insanın bunu yapabileceğine,

- İnsan nüfusunun, doğayı taciz ederek çoğalmasının önüne geçilememesi hainde,

- Aksine giderek daha fazla insanın, gencin şehirlere göçmeye devam edeceğine,

neredeyse kesin diyebiliriz…
 
Halen 4 milyardan fazla insan, yani toplam dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor. 2050’de bu sayının 7 milyara > dünya nüfusunun 2/3 sine ulaşacağı hesaplanıyor.
Şehirlere akım her şeye rağmen sürüyor.
 
Dünyada 1 milyonun üzerinde şehir sayısı 2000 yılında 371 iken 2020 itibariyle bu sayı 550’ye çok yaklaşmış bulunuyor. Şu anda dünyanın en kalabalık şehirleri 37 milyon-Tokyo, 29 milyon-Delhi, 26 milyon-Şangay, 22 milyon-Sao Paulo, 22 milyon-Mexico City.
 
Bunlar pek çok ülkenin toplam nüfusundan yüksek rakamlar. Ortak ve bireysel hayatı, paylaşımı, sağlıklı, doğaya saygılı-uyumlu yaşam alanlarının sürdürülebilir yönetimini son derece zorlaştıran büyüklükler, aşırılıklar…
 
Şehirlerde yoğunlaşma ve kalabalık arttıkça sorunlar da çoğalıyor, çeşitleniyor. Hızlı ve kontrolsüz nüfus artışından, şehirleşmeden kaynaklanan doğa, çevre tahribatları dünyanın dengesini, ekolojisini, insanların ve diğer canlıların sağlığını önemli boyutlarda tehdit ederek, hayatı zorlaştırarak, maliyeti yükseltmeye devam ediyor.


İşte bu yüzden “Akıllı şehirler artık fütüristik fanteziler değil, sürdürülebilir bir gelecek inşası için gerekli-zorunlu en önemli yaşamsal gerçekliklerimizden biri” diye başlamıştım.  
 
Tam bir farkındalık için lütfen ünlü doğa bilimci David Attenborough’un “A Life on Our Planet – Gezegenimizde Bir Hayat” belgeselini hemen izleyin. İzlediyseniz bir daha, bir daha, tekrar tekrar izleyin ve izletin…

 
Kısacası şehirler büyüdükçe doğa küçülüyor ve hastalanıyor…

Şehirleşme arttıkça ve bu şekilde sürdükçe; hava-toprak-su-okyanus kirliliği, küresel ısınma artıyor, biyoçeşitlilik hızla azalıyor. Birlikte yaşam dengesi için vazgeçilmez nitelikteki pek çok hayvan ve bitki türü yok oluyor. Ormanların, yeşilin yerini binalar, yollar, çöplükler, toksik atıklar alıyor. Karbon salınımı kâbus gibi üzerimize çöküyor. Şehirleşmenin artışı ile şehirlilerin yaşayabilmek için fütursuzca tekrarladıkları düşüncesiz, duyarsız, saygısız ve aptalca tercihleri, ısrarları; insanlığın sonunu getirecek adımlara dönüşüyor…
 
O halde çözümler, olması gerekenler, yapılabilecekler:
 
Şehirlerin yani yaşam alanlarının insanlardan, binalardan ve yollardan ibaret olmadığı, doğal olanla olmayanın (organik + inorganik) bütünlük, uyum, denge içinde yaşayabileceği bir sistem olması gerektiği bilinci iyice yerleşmeli.
 
İnsanlar ve şehirler çok hızla akıllanmalı!
 
Yani binalar, ortamlar, nesneler, canlılar ve insanlar; çevrimiçi sistemlerle, sensörlerle, kameralarla ve çiplerle 7/24 – sürekli bağlı olmalı, birbirlerini izlemeli, kontrol etmeli. Sağlık, doğa, sürdürülebilir yaşam metriklerine göre anlık ölçümler, kontroller yapılmalı. İnteraktif, tavizsiz bir iletişim ve müdahale ile hatalar, ihlaller azaltılmalı; sıfıra indirilmeli. Aksine yararlı, sağlık-mutluluk-huzuru arttıracak şekilde kullanımı artmalı.
 
Akıllı şehirler için hızla gelişmesi, yaygınlaşması zorunlu olan öncü teknolojiler ve konular:

 
Yenilenebilir enerji kullanımı, 5G, yapay zeka, robotlar, nesnelerin interneti, blockchain, kripto paralar, otonom cihazlar/drone’lar/araçlar, şehirlerdeki dikey çiftlikler, laboratuvar gıdaları/etleri, yeniden dönüşüm sistemleri, atık kontrol altyapısı, döngüsel ekonomi.
 
Akıllı şehirler dediğimizde; Oksijen, CO2, hava-kara-su ısı değişiklikleri, telekom sinyalleri, su-atık-gıda, enerji temizliği ve verimliliği, vb. ne seviyede? Herhangi bir alerjen, hastalık, bakteri, tehlike, kaza, olağandışı duruma dair ölçüm-veri var mı? Veriler ne zaman tehlikeli seviyeye ulaşıyor, önlemler için ne yapılmalı? Herhangi bir vandalizm belirtisi var mı? Tuvaletler güvenli ve çalışır durumda mı? Ulaşım ağları, trafik akışı, doğal hayat verileri, engelleyen, zorlayan ya da tehlikeli olabilecek bir gelişme-değişiklik var mı? Kuş trafiğinde, karışımında değişim var mı? Bu değişikliklerin genel nedeni nedir? Akıllı sokak lambalarındaki ışığı, ısıyı, rüzgârı, sesi, nemi, kirliliği, manyetik darbeleri, harmonik titreşimleri, barometrik basınçları ve çok daha fazlasını 
izleyen, yağmurda, siste, dolunayda vb. uyarıcı renk spektrumunu otomatik olarak değiştiren sensörler çalışıyor mu? Soğuk havada en fazla ısı kaybını hangi binalar ve yapılar yaşıyor? Sivrisinek, haşere takibi ne durumda? Genel sivrisinek, böcek, hayvan-bitki nüfusu artıyor mu azalıyor mu? Sivrisinekleri, haşereleri kontrol etmek için gösterilen çabalar ne kadar etkili? Hangi yeni türler-bakteriler-varlıklar ortaya çıkıyor ve neden? Bugün şehrin en tehlikeli-sakin bölgeleri hangileri? Gürültü seviyeleri ve çeşitliliği nasıl? Şehirler ve yaşam alanları trafik ve genel uğultu dışında aslında çok farklı seslerle dolu. Silah sesleri, çığlıklar, yıkılan yapılar ve akan su gibi şeylerin tümü bir veri olarak değerlendirilmeli. Gürültü artışının ya da ani sessizliklerinin kaynağı, nedeni anlık belirlenmeli. Kanalizasyon analizleri. Renk, kıvam, hacim ve sıklıktaki anormallikler için idrar ve dışkı numuneleri analiz edilmeli. İnsanların diyetleri nasıl değişiyor, gözlemlenmeli? Kanalizasyon sisteminde hangi yeni ilaçlar, maddeler ortaya çıkıyor? Bölgesel mi? Herhangi bir parazit, bulaşıcı hastalık, kan, şeker veya yasadışı narkotik izleri var mı? Olası kanalizasyon kontaminasyonunu gösteren herhangi bir biyobelirteç var mı? Atık hacmi, hem mevsimsel hem de yıllık olarak nasıl değişiyor? Yangın, ısı, ateş varlığını tespit etmek için topluluk ölçücüler, duman dedektörleri aktif mi? Hava kalitesi nasıl değişiyor ve bunlar hava durumuna bağlanabilir mi?.. gibi...

Buraya sığması mümkün olmayan binlerce hatta milyonlarca detaydaki veri toplanması, analizi ve önlem alınması gibi hayati konudan bahsediyoruz…  
 
O yüzden diyorum ki “Ancak ve ancak şehirler akıllanırsa doğa canlanır! Sürdürülebilir Yaşam döngüsü yakalanır…




Ve bu vesile ile herkesin, ancak özellikle mimari, inşaat, şehircilik alanlarında çalışanların mutlaka, kendisi ile tanışmak ve çalışmak şansı yakaladığım ünlü Fütürist Jacque Fresco’nun “Akıllı Şehir” tasarımlarını, detaylarını incelemesi gerektiğini vurgulamak ve hatırlatmak istiyorum > www.thevenusproject.com.

Bu yazı Türkiye İMSAD Dergisi için yazılmıştır. 

Orijinal yazıyı okumak için aşağıdaki kupürlere tıklayınız.
 

  


******************

Ufuk Tarhan'ın T-İnsan kitabı için > http://www.t-insan.com
Bireysel Antrenörlük almak için > https://goo.gl/6RfGXa 
Stratejik Danışmanlık, İş Tasarımı ve Avatarlığı hizmetlerimizden yararlanmak isterseniz;  lütfen > burayı tıklayınız 
Hizmetlerimiz & Eğitim &  Seminerlerimiz     I     M-GEN Resmi Sitesi (Referans ve Projelerimiz)
Ufuk Tarhan´ın yazı ve haberlerini  LinkedInInstagram, FacebookYouTubeTwitter 'dan takip edebilirsiniz.